- Katılım
- 14 May 2024
- Mesajlar
- 94,690
- Konu Yazar
- #1
İstanbul’da bebek acil hastalarını daha önce anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip, ölümlerine neden olan yenidoğan çetesi hakkında hazırlanan yaklaşık bin 400 sayfalık iddianamede, şüpheliler arasında geçen her bir konuşma, sağlık sistemine sızan parazitlerin, sistemi nasıl kirletmeye çalıştığını gösteriyor. Organizasyonlarına bazı 112 çalışanlarını da dahil eden çete, hastanelerde düzenli para ödedikleri müdür, hemşire ve doktor gibi çalışanlarla bebek ticareti yapıyor. Bebekler çetenin işlettiği sağlık ünitelerine taşınıyor, SGK ve bebek yakınlarına yüksek fatura çıkartılıyor. Çete, gizlemeden bebek gönderenlere banka havalesi yapıyor. İddanamede, lider olarak nitelendirilen Doktor Fırat Sarı, bazı sağlık çalışanlarına yıllık bazılarına da yönlendirdikleri her bir bebek için ödeme yapıyor. Sarı, bu şekilde bir tür prim sistemi kurarak, kendileriyle çalışan sağlık çalışanlarını bebek göndermeye teşvik ediyor. Çete ilaç satıyor, bebekleri uzun süre yatırarak hasta yakınlarından para alıyor, SGK'dan para almak için tahlil sonuçlarıyla oynuyor, ölen bebeklerin dosyasını karartıyor, SGK'ya yüksek fatura çıkartmak için her yolu deniyor, ölen bebeklerin tahlil ve hastane kayıtlarıyla oynuyor. Yenidoğan çetesi iddianamesi, sağlık sistemine sızan parazitleri sergilemesinin yanısıra, sağlık sisteminde bazen şikayet konusu edilen olumsuzları da temizlemek için fırsat sunuyor. Yenidoğan çetesinin yaptığı yolsuzlukların yanısıra sağlık sistemine sızan parazitlerin, hastaları suistimal ettikleri yöntemlere yakından bakalım..
Yenidoğan çetesi iddianamesi Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Yenidoğan çetesi sanıklarının yargılanmasına 18 Kasım günü başlanacak. 22'si tutuklu 47 sanık 18 Kasım'da hakim karşısına çıkacak. Yargılama sırasında çetenin her yönüyle ortaya çıkması bekleniyor. İddianamenin kabul edilmesinin ardından dosyanın da genişlemesi mümkün, çünkü olay duyulur duyulmaz, 10 günde 350 yeni şikayetçi oldu.
İddianame, sağlık sistemine sızmaya çalışan parazitlerin, sistemi nasıl kirletmeye çalıştığını da gösteriyor. Faaliyetlerinin 2002 yılına kadar olanı iddianameye konu edilen çete, bebeklere insanlık dışı yaklaşımlarının yanısıra, sistemi bozmaya çalışmak için her yolu denemiş.
Çetenin çalışma yöntemi ana hatlarıyla şöyle:
YOLSUZLUK TÜRÜ: Bazı 112 çalışanları ile ortak hareket ederek, bebek ve hasta naklini sağlamak.
Çete, bu yolu hastanelerin bu tür hasta transferlerini 112'ye bildirme zorunluluğunu devre dışı bırakmak için kullanıyor. Hastanelerin 112'yi araması, önce kamu hastanelerinde boş ünite aranması, yoksa boş ünite bulunan özel sağlık birimine yönlendirme yapılması gerekiyor. Çete, 112 çalışanlarına ve hastanelerdeki işbirlikçilerine ödeme yaparak, özel iletişimle kendilerine bebek göndermelerini sağladı.
- İddianamede nasıl anlatıldı: İddianamede, "şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları" belirtildi. Bebekler, uygun sağlık hizmeti alacakları hastanelere değil, 112 Acil Servisi ile ortak çalışan şüphelilerin seçtiği ve "örgüt adına kârlı görünen" hastanelere gönderiliyordu. İddianameye göre, çetenin asıl amacı bebeklerin iyileştirilmesinden ziyade daha çok para kazanmaktı.
Çete elemanlarının, anlaştıkları sağlık çalışanlarına yoğun bakıma ihtiyacı olmayan bebekleri çetenin işlettiği sağlık birimlerine yönlendirdikleri anlaşıldı. Soruşturmanın duyulmasının ardından, bazı hasta yakınları, bazı doktorların kendilerine daha iyi bakım imkanı olduğunu ileri sürerek, çetenin işlettiği sağlık birimlerine yönlendirdiklerini söyledi.
Normalde sistemin şöyle işlemesi gerekiyor: Bebeğin doğduğu hastanede yoğun bakım yeterli sayıda yok ise başka bir hastanede yer bulmak üzere doktor 112 nakil birimini arar. Bebeğin durumunu bildirerek uygun bir yoğun bakım bulunmasını ister. Nakil birimindeki 112 görevlisi de ekranlarında kamu hastanelerinde boş yatak olup olmadıklarına bakar eğer yok ise özel hastaneler ile kurumun resmi ve kayıt altına alınan telefonundan arayarak boş yatak bulmaya çalışır. Ancak, 112 nakil birimi çalışanlarından bazılarının resmi kanaldan yapmaları gereken bu görüşmeyi kendi özel telefonları ile yaparak istedikleri hastaneye yönlendirerek çıkar sağladıkları ve yapmış oldukları usulsüzlüğü gizlemeye çalıştıkları anlaşıldı. İddianamede bu durum şöyle anlatıldı:
İddianamede nasıl anlatıldı: "Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı’nın İstanbul ilinde anlaşmalı olduğu Bağcılar Medilife, Beylikdüzü Medilife, Bağcılar TRG Hospitalist, Avcılar Hospital, Reyap Hastanesi,
Birinci Hastanesi yeni doğan yoğun bakım ünitesinin işletmesini alarak buralara devlet hastanesi veya farklı özel hastanelerden bebek hastaların sevklerini yapıp buraların sürekli dolu olmasını sağlayarak SGK’den yüksek miktarda ödemelerin alınmasını sağlayıp hastanenin gelirlerini arttırmaya yönelik çalışmaların olduğu, bunun karşılığında da “hakediş” adı altında ödemelerin aldığı değerlendirilmektedir."
YOLSUZLUK TÜRÜ: Hastane içindeki bazı birimleri, yasalara aykırı olarak başka kişilere kiraya vermek. Kiracıdan ayrıca tetkik veya başka yollarla para kazanmak.
Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi Dr. Fırat Sarı ve şirket çalışanları kaydında onun çalışanı olarak görülen Dr. İlker Gönen ile birlikte Özel Hastaneler Yönetmeliği 10. Maddesinde yer alan “Binanın hastane olarak kullanılan kısmında hiçbir suretle başka amaca yönelik iş yeri bulunamaz ve hastane içerisinde bir bölüm başka bir amaçla faaliyet göstermek üzere üçüncü kişilere kiralanamaz veya herhangi bir şekilde devredilemez.” maddesine muhalefet ederek İstanbul ili içerisinde birçok özel hastanenin yeni doğan yoğun bakım ünitesini işletmek amacıyla alıp kendisine bağlı sağlık çalışanlarını anlaşıldı. Bu hastaneler hem kira aldı hemde ek sağlık hizmetleri vererek gelir sağladı.
24 Kasım 2023 tarihindeki talebi üzerine kamuoyunda 'yenidoğan çetesi' olarak gündeme gelen konuyla ilgili 29 Kasım 2023 tarihinde inceleme Kurumumuzca başlatılmıştır. Savcılığın soruşturma yaptığı hastanelerden SGK sözleşmesi bulunan hastanelere yönelik gerekli incelemeler 3 başmüfettiş ile 3 müfettişimiz tarafından titizlikle yürütülmektedir.
YOLSUZLUK TÜRÜ: Hasta yakınlarına, bebek yakınlarına "tedavi red" kararı verdirerek, hastaneden başka yere gitmeyi teşvik etmek.
İddianamede bu yöntem şöyle anlatıldı:
Örgüt yöneticisi 112 Ambulans Şoförü Gıyasettin Mert Özmedir, İstanbul ili içerisinde 112 Acil Hastane sevk işlemlerini yapan örgüt üyesi Renas Kılıç ve örgüt üyesi Fehmi Alperen, il dışında hastane sevk işlemlerini yapan örgüt üyesi Serdar Yüksel'in n devlet ya da özel hastanelerden sevk olması gereken bebek hastaları öğrenerek örgüt lideri Dr. Fırat Sarı ya da örgüt yöneticisi Dr. İlker Gönen’e haber vererek bebeğin anlaşmalı oldukları hangi hastaneye sevk etmek istedikleri yönünde talimatı aldıktan sonra o hastaneye gerekli sevki yapabilmek için ASKOM’un algoritmasına aykırı olacak şekilde hareket edip önce bebek hastanın ailesini ikna ettikten sonra bebek hasta için tedavi red denilen işlemi yapıp daha sonra örgüt yöneticisi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in 112 Acil Çağrı Merkezinden provizyon numarası almadan sanki bu hasta hiç başka bir hastaneye gitmemiş gibi gösterilerek örgüt içinde anlaşmalı olan hastanelerin birine ACİL’den giriş yapılmasını sağlayıp maddi menfaat temin ettikleri değerlendirilmektedir."
YOLSUZLUK TÜRÜ: Anlaşmalı sağlık çalışanlarına "simsarlık" yaptırmak. Bu yöntem, hastalarla en yakın temasta olan doktor ve hemrişe gibi sağılık çalışanlarına prim vererek, başka sağlık birimine yönlendirmeyi içeriyor. Hasta ilaçlarını piyasada satmak.
İddianamede bu yöntem şöyle anlatıldı: "Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi sahibi örgüt lideri Dr. Fırat Sarı, örgüt yöneticisi Dr. İlker Gönen ile birlikte hareket ederek hastanelerin uygun koşullarda tedavi verebilecek durumda olup olmadığına bakmaksızın bebek hastaların hayatı pahasına anlaşmalı olduğu hastanelere usulsüz yöntemlerle sevk ettirdikleri bebek hastaların uzun süreli yatış işlemlerinin yapılmasını sağlayarak SGK’dan yüksek miktarda gelir elde ettikleri, curosurf isimli solunum tedavisinde kullanılan ilaçları bebek hastalar üzerinden kullanılmış gösterip ilaçların üçüncü kişilere satılmasını sağladıkları, kimi zaman da yabancı uyruklu bebek hasta yakınlarının mağduriyetinden ve düşkünlüğünden faydalanıp örgüt üyesi hemşireler aracılığı ile simsarlık diye tabir edilen şekilde hasta yakınlarından piyasa fiyatının üstünde tedavi masrafları alıp kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık yaptıkları; bu ve bunun gibi birçok işlemlerin takibini yapmak amacıyla örgüt lideri Fırat Sarı her hastanede kendisine bağlı sağlık çalışanları ile sürekli iletişim halinde olmuş ve bu sağlık çalışanlarına şirketi ve şahsi banka hesabından düzenli ödemeler yaptığı değerlendirilmektedir."
Örgüt lideri Fırat SARI’nın usulsüz yazılan curosurf ilaçların kendisinin ortak iş yaptığı hastanelerden toplanarak satılması yönünde örgüt üyesi Hem. Hasan Basri Gök’ vermiş olduğu talimatta “şimdi aynen curosorfları bugün düşmeye başladın hepsini kontrol edin bak hasan senin fonksiyonun bu bütün yerlere gidiyorsun bağcılar dahil bak bugün avcılarda serenayla konuştum ilker almış oradaki curosorfları” “düşüyo ve hepsini düşüyorum dedi serenay ve ilker gelip alıyormuş dedim hepsini hasan alacak bundan sonra ilkere falan vermiyorsun” şeklinde birçok konuşmanın olduğu ve bu konuşmaların devam eden günlerindeki fiziki takiplerde de ilaçların hastanelerden çıkarılıp üçüncü kişilere usulsüz yöntemlerle satıldığı değerlendirilmektedir."
YOLSUZLUK TÜRÜ: Hastanelerdeki işbirlikçi çalışanlara yıllık peşin ve ardından bebek, hasta başına prim ödemek. Hastane içindeki birimleri ayrı ayrı kiraya vermek
Yenidoğan çetesi, hastane özellikle müdür ve birim başındaki hemşilerler ortak çalıştı. Sağlık alt yapıları yetersiz küçük hastanelerin bir bölüm tetkikleri dışarda yaptırması gerekiyor. Özellikle yenidoğan ünitesi gibi ciddi personel ve malzeme yatırı isteyen birimler, çoğu hastanede bulunmuyor. Yenidoğan çetesi bu hastanelerin içinde yenidoğan birimleri kurarak ve ayrı sağlık tesisleri kurarak, önemli ölçüde bebek transferi sağladı. Çetenin elindeki kiralık işletmelerin bebek kapasitesi 350 ye ulaşmıştı yani en az 2-3 yıl sürekli 350 bebek işletmelerde bulunuyordu, yataklar hiçbir zaman boş kalmadı.
İddianameye nasıl yansıdı: Yeni doğan yoğun bakımını işlettikleri değerlendirilen yukarıda bahsedilen 11 hastanenin 8’i ile olan örgüt lideri Fırat SARI ve şirketi olan Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketinin hesabına yapılan EFT ve havale ödemelerinin açıklama kısımlarımda “hakediş ödemesi” “maaş ödemesi” yazılarak suça konu tarihlerde her ay düzenli olarak yapılan ödemelerin banka hesap hareketleri emniyet fezlekesinde tablo olarak gösterilmiştir.
İddianameye nasıl yansıdı: Bağcılar Medilife Hastanesi örgüt üyesi Çağla DURMUŞ’un ise E-86 numaralı Karakoç soyisimli bebek hastanın ölümü ile sonuçlanan eylemde örgüt yöneticisi Dr. İlker Gönen’in vermiş olduğu talimatları takip ederek aspire olmuş olan bebeğin ölümündeki asıl gerçeği gizleyerek “ya ölüme şey olmayabilir sepsis olmayabilir altmışaltı günü kabul etmeyebilir sonuncuya tamam mı” “o tedaviler ayvi görünsün ha” şeklinde almış olduğu talimatı uygulamaya çalıştığı bebek hastanın hem ölüm sebebini hem de SGK’ya fatura edilecek olan yüksek meblağlı raporun talimatını aldığı değerlendirilmiştir. Bebeğin ölümü üzerine ailenin polis merkezinde şikayetçi olması yüzünden Dr. İlker GÖNEN konudan örgüt lideri Dr. Fırat SARI’ya haber vererek gerekli talimatları aldığı, daha sonra bebek hastanın doktoru olan örgüt üyesi Dr. Dursun ERYILMAZ’ı arayıp gerekli talimatları verdiği “tek tek olay o öğlen gibi kötüleşti entübe ettik” çağlayla “ağzınız bir olsun” şeklinde konuşmalar yapıldığı ve ölen bebeğin asıl ölüm sebebinin gizlenmeye çalıştığı değerlendirilmektedir.iddianameye nasıl yansıdrı: İddianamede bu yönteme ilişkin onlarca örnek var. Bu örneklerden birisi de şöyle:
"Örgüt yöneticisi Fırat SARI ile Özel Beylikdüzü Birinci Hastanesinde büro işçisi olarak SGK kaydı bulunan Gözde K. Y isimli şahıs arasında geçen konuşmalarda hastanede tedavi görmekte olan bir hastanın albümin seviyesinin 2.9 civarlarında çıktığı ancak yine de hastaya human albümin kullanıldığını, bunun SGK tarafından karşılanıp karşılanılmadığı hakkında konuştukları, Fırat SarıARI isimli doktorun SGKnın bunun karşılaması için albümin seviyesinin 2.5 seviyesinin altında olması gerektiğini söylediği, bu nedenle Gözde Kul YADİGAR isimli şahsın laboratuvara giderek seviyenin düşük gösterilmesini istediği, Gözde K.Y. isimli şahsın da bunu kabul ettiği ve laboratuvarla görüşeceğini söylediği, bahsedilen ilacın tutarının fazla olduğu, normal şartlarda SGK tarafından karşılanmaması gereken ilacın usulsüz işlemler yapılarak SGKya karşılatılmak istenildiği, bu nedenle kurum zararına yol açılabileceği konuşma içeriklerinden değerlendirilmiştir."
İddianamedeki olay şöyle: "Doktorların Bağcılar Medilife Hastanesi ile hiçbir bağları bulunmamasına rağmen örgüt adına faaliyet yürüttükleri, örgüt üyesi Çağla Durmuş’un bu konudan dolayı zarar görmemesi amacıyla ihmalden kaynaklı gözü kör olma seviyesine gelen Okutucu bebeğin dosyasında usulsüz değişiklikler yapılacağı, Fırat Sarı ve şirketi Medisense adına faaliyet gösteren bu hastanelerdeki bebek yoğun bakımlarının kapasitesinden daha fazla doldurulması sebebiyle hastaneye yatan bebeklerin sağlıklarının bu şekilde tehlikeye düştüğü konuşma içeriklerinden değerlendirilmiştir. Şüpheli şahısların aralarındaki banka hesap hareketleri incelendiğinde Bağcılar Medilife
Hastanesi çalışanı örgüt üyesi Çağla DURMUŞ isimli şahsın Bağcılar Medilife Hastanesi ile bir bağı olmayan Birinci Hastanesi çalışanı doktor Ökkeş Baz ile arasında farklı günlerde hesap hareketinin mevcut olduğu, örgüt yöneticisi Fırat SARI ve şirketi Medisensenin İlker GÖNEN isimli örgüt yöneticisi ve Çağla DURMUŞ isimli örgüt üyesi ile aralarında farklı günlerde yüksek meblağlarda birçok hesap hareketinin bulunduğu tespit edilmiştir."
SAĞLIKTA HANGİ YOLSUZLUKLAR YAPILIYOR?
Yenidoğan çetesinin bebek ölümlerine kadar vardırdığı usulsüzlüklürin çoğu, sürekli denenen yöntemler. Genel olarak, özel veya kamu farketmeksizin, SGK veya özel sağlık şirketlerini, çoğu kez de hastanın kendisinden yüksek para almak için gereksiz tahliller yapılıyor. Basit tanılar için karmaşık tanı yöntemleri isteniyor, hastaya tanı koymak için gereksez görüntüleme sonuçları talep ediliyor.