Kral Charles "acı verici" kölelik tarihini kabul etti: İngiltere tazminat ödeyecek mi?

[webmaster]

Afrika ve Karayip ülkeleri, İngiltere'nin transatlantik kölelikteki rolü için tazminat talep ederken Kral Charles, İngiliz Milletler Topluluğu'nun “acı dolu” tarihini kabul etmesi gerektiğini söyledi. 15'inci yüzyıldan 19'unvu yüzyıla kadar en az 12,5 milyon Afrikalı, çoğunlukla Avrupalı gemiler ve tüccarlar tarafından zorla kaçırılmış ve köle olarak satılmıştı.

Afrika ve Karayip ülkeleri, İngiltere'nin transatlantik kölelikteki rolü için tazminat talep ederken Kral Charles bugün, İngiliz Milletler Topluluğu'nun “acı dolu” tarihini kabul etmesi gerektiğini söyledi. Çoğu kökleri Britanya imparatorluğuna dayanan 56 ülkenin temsilcileri, pazartesi günü Samoa'da başlayan ve kölelik ile iklim değişikliği tehdidinin ana temalar olarak öne çıktığı İngiliz Milletler Topluluğu Hükümet Başkanları Toplantısı'na katılıyor. Charles, zirvede yaptığı konuşmada, “İngiliz Milletler Topluluğu'nun dört bir yanındaki insanları dinlediğimde, geçmişimizin en acı verici yönlerinin nasıl yankılanmaya devam ettiğini anlıyorum” dedi. “Bu nedenle tarihimizi anlamamız, gelecekte doğru seçimler yapabilmemiz için bize yol göstermesi açısından hayati önem taşımaktadır" diye ekledi.

İngiltere gibi eski sömürgeci güçlerin kölelik ve köleliğin günümüzdeki mirasları için tazminat ödemesi ya da başka telafilerde bulunması talebi, uzun süredir devam eden bir süreç. Bu talep, özellikle Karayip Topluluğu (CARICOM) ve Afrika Birliği arasında olmak üzere dünya çapında ivme kazandı. Tazminata karşı çıkanlar, ülkelerin tarihi hatalardan sorumlu tutulmaması gerektiğini söylerken, tazminattan yana olanlar köleliğin mirasının büyük ve kalıcı ırksal eşitsizliğe yol açtığını belirtiyor.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, tazminat çağrılarını ve ülkenin tarihi rolü için özür dilemeyi reddetti ancak bu konuyu tartışmak isteyen liderlerle görüşmeye açık olduğunu söyledi. İngiliz the Guardian gazetesi Starmer'ın ofisinden bir kaynağa dayandırdığı haberinde, başbakanın mali kurumların yeniden yapılandırılması ve borçların hafifletilmesi gibi “mali olmayan tazminatlara kapıyı açtığını” yazdı. Mali ödemeler ve özürlerden teknoloji transferi ve eğitim programlarına kadar farklı tazminat türleri bulunuyor. CARICOM'un kendi tazminat planı mevcut.

Bahamalar Dışişleri Bakanı Frederick Mitchell dün BBC'ye yaptığı açıklamada, zirvenin yarın yayınlanması beklenen sonuç taslağında, tazminatların tartışılmasını isteyen paragraflar olduğunu söyledi. Ekibinin tazminat talepleri potansiyelini araştırdığı Londra'daki Leigh Day firmasında avukat olan Jacqueline McKenzie, “Eğer dünyada daha fazla eşitlik ve hakkaniyet istediğimizi söylüyorsak, bunu yapmanın yolu konuşmayı kapatmak yerine tazminatların ne ve nasıl ortaya çıkabileceğini incelemektir” dedi.

15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar en az 12,5 milyon Afrikalı, çoğunlukla Avrupalı gemiler ve tüccarlar tarafından zorla kaçırıldı ve köle olarak satıldı. Bu acımasız yolculuklardan sağ kurtulabilenler, Amerika'daki plantasyonlarda insanlık dışı koşullarda çalıştırılırken, diğerleri de onların emeğinden kâr elde etti. Dominika doğumlu bir İngiliz diplomat ve avukat olan Commonwealth Genel Sekreteri Patricia Scotland, zirvede yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bizi bir araya getiren acı dolu tarihin üstesinden gelmek ve 75 yıldır eşitler olarak bir arada oturmak için benzersiz bir beceri gösterdik."

Zirve sırasında üye ülkelerin, sağlıklı bir okyanus için finansmanı arttırmayı ve küçük ada ülkeleri sonunda yaşanamaz hale gelse bile deniz sınırlarını düzeltmeyi amaçlayan Commonwealth Okyanus Deklarasyonunu da imzalamaları bekleniyor. Reuters'e konuşan Scotland, “Okyanus Deklarasyonu'nun yapmak ve söylemek istediği şey, deniz sınırlarınız bir kez sabitlendiğinde, sonsuza kadar sabit kalacağıdır” dedi. Scotland, şunları ekledi: “Bu son derece önemli çünkü korkmuş ve kimsenin izlemediğini, kimsenin dinlemediğini, kimsenin umursamadığını düşünen pek çok kişiye gerçek bir umut verecek.”

İngiliz Milletler Topluluğu üyelerinin yarısından fazlası küçük uluslardan oluşuyor ve bunların çoğu, iklim değişikliğinin neden olduğu yükselen deniz seviyeleri nedeniyle risk altında olan alçak adalar. Scotland, “Bu güzel cennete geliyorsunuz ve sonra fark ediyorsunuz ki cennet tehlikede” dedi.