- Katılım
- 14 May 2024
- Mesajlar
- 91,774
- Konu Yazar
- #1
İklim değişikliğiyle birlikte artan sıcaklıklar, dünya genelinde su stresini artırarak bölgesel ve uluslararası gerginliklere yol açıyor. Dünya Kaynakları Enstitüsü’nün verilerine göre, 25 ülke yıl boyunca yüksek su stresi yaşıyor ve bu ülkeler dünya nüfusunun dörtte birini oluşturuyor. Ayrıca, 4 milyar insan yılın en az bir ayında yüksek su stresi altında kalıyor.
İklim değişikliği sonucu sıcaklıklarda yaşanan aşırı artışlar dünyanın birçok bölgesinde kuraklığa yol açıyor.Özelikle birden fazla ülkenin sınırları içinde yer alan su kaynaklarında yaşanan değişimler bölgesel gerginliklerin artışına sebep olabiliyor.
ABD merkezli Dünya Kaynakları Enstitüsünün verilerine göre, dünya üzerindeki 25 ülke tüm yıl boyunca aşırı derecede yüksek su stresiyle mücadele ediyor ve bu ülkelerin nüfusu dünyanın toplam nüfusunun dörtte birini oluşturuyor. Dünya nüfusunun yarısına denk gelen 4 milyar insan yılın en az bir ayında yüksek seviyede su stresi yaşıyor. Ortaya çıkan bu tablo insanların çalışma hayatını, gıda ihtiyaçlarını ve enerji güvenliğini doğrudan etkiliyor.
Su stresinin en yoğun yaşandığı 5 ülke Bahreyn, Kıbrıs, Lübnan, Umman ve Katar olarak sıralanıyor. Bu ülkelerde su kaynaklarının kıt olması ve evsel, tarımsal ve endüstriyel kullanım talebinin yüksek olması, su stresinin temel nedenleri arasında gösteriliyor. Su stresinin en fazla yaşandığı bölgeler ise Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Güney Asya. Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da nüfusun yüzde 83’ü, Güney Asya’da ise yüzde 74’ü su stresine maruz kalıyor. 2050 yılına gelindiğinde küresel su talebinin yüzde 20 ila yüzde 25 artması bekleniyor. Bu artışla birlikte, 1 milyar kişinin daha aşırı derecede yüksek su stresiyle mücadele edeceği ve Orta Doğu ile Kuzey Afrika'nın tamamının yüksek su stresi altında kalacağı öngörülüyor.
2050’ye kadar Sahra Altı Afrika’da su talebinin yüzde 163 artacağı öngörülüyor. Latin Amerika ise yüzde 43 oranında bir artış bekliyor.Birleşmiş Milletler’in Dünya Su Kalkınma Raporu’na göre, sınır aşan nehirler, göller ve akiferler dünya tatlı su akışının yüzde 60’ını oluşturuyor. 310’dan fazla nehir ve 468 akifer, birden fazla ülke tarafından paylaşılırken, 153 ülke bu kaynaklardan su kullanıyor.Küresel su stresi arttıkça sınır aşan su kaynaklarında gerginlikler yaşanıyor. Pasifik Enstitüsü’nün verilerine göre, 2020-2023 arasında dünya genelinde 400’den fazla su kaynaklı anlaşmazlık kaydedildi; bazıları çatışmalara ve ölümlere yol açtı.
Orta Asya: Kırgızistan-Tacikistan ve Kırgızistan-Özbekistan arasında 6 su çatışması yaşandı. 2021'de Kırgızistan ve Tacikistan arasında çıkan çatışmalarda 31 kişi öldü, 150 kişi yaralandı ve 10 bin kişi tahliye edildi. Güney Asya: Hindistan, Pakistan, Afganistan, Bangladeş, İran ve Nepal'de toplam 97 su çatışması meydana geldi. Çatışmaların çoğu tarım suyu paylaşımındaki anlaşmazlıklardan kaynaklandı. Güney Doğu Asya: Myanmar ve Endonezya arasında 15 su krizi yaşandı, çeşitli silahlı gruplar su kaynaklarına saldırılar düzenledi. Orta Doğu: İsrail’in Filistin topraklarındaki su kaynaklarına saldırıları ve Suriye ile Yemen’deki iç savaşlar nedeniyle 156 çatışma çıktı. İran, Lübnan ve Irak’ta da su kaynaklı gerginlikler yaşandı. Doğu Avrupa: Ukrayna ve Rusya arasında su kaynaklarının hedef alındığı 62 çatışma görüldü.
Güney Avrupa: Arnavutluk ve Yunanistan’da 2, Fransa’da 5 su kaynaklı gerginlik yaşandı; bunlar çoğunlukla protesto eylemleri şeklindeydi. Kuzey Afrika: Libya ve Sudan’da 26 su çatışması raporlandı. Libya’daki çatışmalar su kıtlığı ve iç savaşla bağlantılı, Sudan’daki çatışmalar ise nehir paylaşımı üzerineydi. Sahra Altı Afrika: 111 su kaynaklı gerginlik yaşandı. Güney Sudan, Burkina Faso, Somali, Mali, Etiyopya ve Kenya öne çıktı. Latin Amerika ve Karayipler: Meksika, Venezuela ve Peru’da 51 su çatışması yaşandı; bu çatışmalar çeşitli gruplar arasında ve yönetimle halk arasında oldu. Kuzey Amerika: ABD’de 12 su çatışması yaşandı, çoğunlukla suç örgütleri su kaynaklarını ve dağıtım şebekelerini hedef aldı.
Avrupa Birliği (AB) Ortak Araştırma Merkezi (JRS) tarafından 2018'de yapılan bir çalışmaya göre, su kıtlığı, yüksek nüfus, güç dengesizliği ve iklim baskıları, sınır aşan su kaynakları arasında gerginlik riskini artırıyor.Kuzey Afrika'da Nil Nehri, Güney Doğu Asya Brahmaputra Nehri, Asya'da İndus Nehri, Batı Asya'da Dicle-Fırat Nehirleri, Kuzey Amerika'da Colorado Nehri yer alıyor.
Hollandalı bilim insanlarının 2023'te yayımladığı çalışmada ise 2050'ye kadar öngörülen çatışma riskli bölgeler şunlardır:Afrika: Nil Nehri (Eritre, Etiyopya, Ruanda, Uganda), Juba Nehri (Etiyopya, Kenya, Somali), Nijer Nehri (Burkina Faso, Nijer, Moritanya), Zambezi Nehri (Mozambik, Malawi), Volta Nehri (Benin, Togo), Turkana Gölü (Etiyopya, Güney Sudan, Uganda).Asya: İndus, Hari, Helmend Nehirleri ve Aral Gölü (Afganistan, Pakistan).Güney Amerika: Orinoco Nehri.Güney Doğu Asya: Ganj ve Brahmaputra Nehirleri.Bu bölgelerde baraj projeleri ve iklim değişikliği kaynaklı riskler, gelecekteki çatışmalara zemin hazırlayabilir.